İzmir’in tarih dolu Çeşme ilçesindeki antik kalıntılar, onları koruma altına alarak hazine avcılarının faaliyetlerini sınırlandıran önemli bir adım sayesinde gün yüzüne çıktı. İzmir Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun bu hamlesi, tarih bilimcilere ve arkeologlara bu alandaki çalışmalarını daha özgürce sürdürme imkanı sağlarken, aynı zamanda tarihi mirasın korunmasında da büyük bir adım atılmış oldu.
Çeşme’deki Tarihi Kalıntıların Önemi
Çeşme’nin Ildırı Mahallesi Banyoz Mevkii, antik çağlardan bu yana birçok medeniyete ev sahipliği yapmış, dolayısıyla burada bulunan arkeolojik kalıntılar, tarihin derinliklerine ışık tutan birer belge niteliğinde. Bu alan, özellikle denize sıfır konumuyla hem stratejik hem de ticari açıdan oldukça değerli bir konuma sahip olmuştur.
Koruma Kalkanı Nasıl Gerçekleşti?
İzmir ve Manisa Planlama Bölgesi Planı, Çeşme’de bu değerli tarihi alanın korunmasına yönelik adımlar atmıştır. Bu adımların başında, Maliye Hazinesi’ne ait olan bu denize sıfır alanın ‘Doğal Sit Alanı’ sınırları içerisinde değerlendirilmesi ve tescil edilmesi gelmektedir. Bu, alanın korunmasına büyük bir katkı sağlamıştır.
Helenistik Döneme Ait Esrarengiz Kalıntılar
Bu bölgede, Helenistik Dönem’e ait sandık tipi mezarlar, yapı kalıntıları ve seramik parçaları gibi birçok arkeolojik esere rastlanmıştır. Bu kalıntılar, bölgenin antik çağlarda nasıl bir yaşama sahne olduğunu gösteren değerli ipuçları sunmaktadır. Ayrıca, bu kalıntıların yanı sıra yüzeyde düşük yoğunluklu seramik buluntularına da rastlanmış ve bu alan da 3. derece arkeolojik sit olarak tescil edilmiştir.
Hazine Avcılarına Karşı Alınan Önlemler
Maalesef, tarihi ve arkeolojik değere sahip bu alanlar, hazine avcıları için cazip hedefler haline gelmiştir. Bu, hem tarihi mirasın tahrip olmasına neden olmakta hem de arkeologların çalışmalarını zorlaştırmaktadır. İzmir Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun aldığı kararla, bu değerli alanlar koruma kalkanı altına alınarak, hazine avcılarının bu alanlarda faaliyet göstermesinin önüne geçilmiştir.
Çeşme’de bulunan bu değerli antik kalıntılar, tarih ve arkeoloji açısından büyük bir öneme sahip. Bu kalıntıların koruma altına alınması, hem gelecek nesillere bu değerli mirası aktarmak hem de bilimsel araştırmalara katkıda bulunmak adına atılmış önemli bir adımdır. Umarız, bu gibi koruma çalışmaları, ülkemizin dört bir yanında bulunan diğer tarihi ve arkeolojik değerler için de bir örnek teşkil eder