Dünyada Sadece Sakız Adası ve Çeşme’de Yetişiyor: Sakızın Altın Dönemi Çeşme’de

Çeşme Yarımadası’nda yeniden hayat bulan sakız ağaçlarıyla birlikte, dünya pazarında damla sakızının kilogram fiyatı 15 000 TL’ye kadar çıkmış durumda. Sadece Sakız Adası ve Çeşme’de yetişebilen bu özel tür, coğrafi işaretli bir ürün haline gelerek gıda, kozmetik ve tıbbi alanda büyük ilgi görüyor.

Global Eşsizliğe Sahip Bölge: Sakız Ağacı Nerede Yetişir?

Sakız ağacı (Pistacia lentiscus var. chia), dünya üzerinde yalnızca Yunanistan’ın Sakız Adası ve Türkiye’nin İzmir iline bağlı Çeşme Yarımadası’nda doğal olarak yetişmektedir. Kurak ve taşlı topraklarda kendini gösteren bu tür, susuzluğa yüksek dayanıklılığı ve ilaç kullanımına gereksinim duymamasıyla hem ekolojik hem ekonomik açıdan stratejik bir öneme sahiptir.

Hasat ve Toplama Süreci: Haziran’dan Ağustos’a Uzanan Zaman Dilimi

Çizim işlemi, her yıl haziran sonu ile temmuz başı arasında yapılmakta olup hava koşullarına göre ±10–15 gün sapma gösterebilmektedir. Ağaçların kabukları “verev” tekniğiyle çiziliyor ve altına kireç dökülüyor. Bu işlemlerden sonra sakız damlaları ortaya çıkıyor; yaklaşık iki ay süren süreç sonunda, ağustos sonu itibarıyla toparlanmaya başlanıyor.

Ekonomik Değer: Gram Altını Üçe Katladı, Kilogramı 15 000 TL

Sakızın bugün kilogram fiyatı yaklaşık 15 000 TL seviyesine kadar yükseldi, bu da gram altının üç katına denk geliyor. Bölgede şu an için yaklaşık bin verimli sakız ağacı bulunuyor ve bunlardan yılda ortalama 100 kg damla sakızı elde ediliyor. Yalnızca gastronomi değil; kozmetik, medikal ürün ve ilaç sektörlerinde yoğun ilgi gören ham madde olarak kullanılıyor.

Fidan Seferberliği: 40 000 Ağaç Daha, Bin Ağaçtan Tonlara

Son 20 yılda bölgede yaklaşık 40 000 yeni sakız fidanı toprakla buluşturuldu. Bu ağaçların önümüzdeki beş yıl içinde hasat verecek hale gelmesiyle yıllık üretim kapasitesinin 1,5–2 tona ulaşması bekleniyor. Mevcut durumda bin ağaçtan yılda 100 kg ürün alınırken, genişletilen varlıkla bu miktar katlanacak.

İthalatı Durdurmak ve Yerli Üretimi Güçlendirmek

Türkiye şu anda yılda yaklaşık 20 ton damla sakızı ithal etmektedir. Çeşmeli üreticilerin hedefi; yerli üretimi yaygınlaştırarak bu ithalatı tamamen durdurmak ve pazarda yerli markalarla söz sahibi olmaktır. Coğrafi işaret tesciliyle birlikte bu ürün, bölge ekonomisine sağladığı katma değeri artırmaktadır.

Damla sakızı
Damla sakızı

Yangın Riski ve Fidanlandırma Stratejileri

Sakız Adası’nda ve Çeşme’de son yıllarda yaşanan orman yangınları, sakız ağaçlarına önemli zararlar verdi. Orman Bakanlığı, bu tür bölgelerde sakız ağacı dikimini öncelikli hale getirirken; özellikle erozyon karşıtı, susuzluk toleransı yüksek, uzun ömürlü ve organik tarıma uygun fidanlar üzerinde çalışıyor.

Şu anda yaklaşık 26 000 sakız fidanı saksıda hazır bekliyor ancak uygun arazi tahsisinin sınırlı olması nedeniyle henüz dikilemedi. Eğer bu fidanlar toprakla buluşturulursa, altı ayda 50 000 fidan daha dikilebileceği öngörülüyor. Böylece 5 yıl içinde yıllık 4–5 tonluk üretim kapasitesine ulaşmak mümkün.

Kırsalda Kadın İstihdamı: Kış Aylarında Ekonomik Hareketlilik

Sakız toplama sürecinde özellikle kadınlara büyük iş imkânı doğuyor. Yazın yoğun turizm nedeniyle iş olanaklarının daralması, kış mevsiminde ev işleriyle birlikte sakız temizleme ve sınıflandırmayla fırsata dönüşebiliyor. Bu sayede ev kadınları hem aile bütçesine katkı sağlıyor hem de yerel ekonomiye değer katıyor.

Beş Yıllık Vizyon: Tonlarca Yerli Üretim ve Uluslararası Marka

Çeşme’de yürütülen çoğaltma ve dikim kampanyalarıyla birlikte, mevcut sakız üretimi hızla artıyor. Beş yıl içinde yıllık 2–5 tonluk kapasiteye ulaşmak, Türkiye’yi ithalatçı konumdan güçlü bir üretici olarak sahneye çıkaracaktır. Medikal kozmetik sektörü için önemli bir hammadde olan damla sakızı, bölgeye sürdürülebilir refah ve istihdam getirecektir.

Bu özel türün yaygınlaşması, hem coğrafi işaretli bir ürün olarak tescillenmesi hem de yerel üretimin desteklenmesiyle Türkiye’nin gıda ve kozmetik sektöründe yeni bir marka algısı oluşturabilir. Çeşme’den gelen bu doğal zenginlik, doğru stratejilerle ulusal ve uluslararası pazarda çok daha büyük değerler yaratmaya adaydır.