Sakız ağacı, Akdeniz bölgesinin en değerli bitkisel kaynaklarından biri olarak kabul ediliyor. Bu değerli ağaç türü, özellikle İspanya, İtalya ve Yunanistan gibi ülkelerde yaygın olarak yetiştiriliyor. Ancak Türkiye’de bu üretim daha çok Sakız Adası ve Çeşme bölgesi ile sınırlı. Yunanistan’da yıllık 130 bin ton civarında üretim yapılırken, Türkiye’de bu rakam bin tonun altında kalıyor. On yıl yaşına ulaşmış bir sakız ağacından yıllık olarak ortalama 250 gram sakız reçinesi elde ediliyor. Sakız reçinesinin kilogram fiyatı ise piyasada 500 avro gibi yüksek bir miktarda alıcı buluyor.
“Falım’la Yeşeren Sakız Ağaçları Projesi” ve Sürdürülebilirlik
Türkiye’de sakız ağacı yetiştiriciliğini teşvik etmek ve bu alandaki üretimi artırmak amacıyla “Falım’la Yeşeren Sakız Ağaçları Projesi” hayata geçirilmiştir. Tohum Derneği iş birliği, İzmir Kalkınma Ajansı (İZKA), İzmir Orman Bölge Müdürlüğü, Ege Ormancılık Araştırma Müdürlüğü ve Gülbahçe Kadın Girişimi Üretim ve İşletme Kooperatifi desteğiyle 2023 Ocak ayında başlatılan bu proje kapsamında, Çeşme’de 500 fidan dikilmiş ve damla sakızı yetiştiriciliği, bakımı, sulama, sakız üretimi ve hasadı gibi konularda eğitimler düzenlendi. Ayrıca doğa dostu tarım ve iklim değişikliği ile ilgili bilgilendirme faaliyetleri de gerçekleşti.
Mondelez International Türkiye Genel Müdürü’nün ifadelerine göre, şirket olarak Türkiye’ye binden fazla sakız ağacı kazandırılmıştır. Sakız Adası ve Çeşme bölgesinde doğal olarak yetişen sakız ağacı, ekonomik değerinin yanı sıra, topraklarımızın ve kültürümüzün bir parçası olarak da önem taşımaktadır. Bu çerçevede, şirket her yıl 500 yeni sakız ağacı dikme taahhüdünde bulundu.
Sakız Ağacının Ekonomik Katkıları ve Gelecek Vizyonu
Sakız ağacının ülkemiz için taşıdığı ekonomik potansiyel göz önünde bulundurulduğunda, bu alanda yapılacak yatırımların önemi daha da belirginleşmektedir. Yüksek fiyatlarla alıcı bulan sakız reçinesi, hem yöresel hem de ulusal ekonomiye ciddi katkılar sağlayabilir. Bu bakımdan, üretimin artırılması ve daha fazla alanda sakız ağacı yetiştiriciliğinin teşvik edilmesi gerekiyor. Ayrıca, bu tür projelerle sakız ağacının sürdürülebilir bir şekilde korunması ve gelecek nesillere aktarılması da hedefleniyor.
Sakız ağacı yetiştiriciliği, aynı zamanda biyolojik çeşitliliğin korunması ve ekolojik dengenin sağlanması açısından da önemlidir. Endemik bir bitki türü olan sakız ağacı, bölgesel floranın zenginleşmesine ve habitatın gelişimine katkıda bulunmaktadır. Bu nedenle, sakız ağacı yetiştiriciliği hem ekonomik hem de ekolojik bir değer olarak ele alınmalıdır.
Sonuç
Türkiye’nin sakız ağacı potansiyeli, Akdeniz bölgesindeki diğer ülkelerle kıyaslandığında henüz tam anlamıyla keşfedilmemiş bir hazine olarak duruyor. Gerek “Falım’la Yeşeren Sakız Ağaçları Projesi” gibi girişimlerle gerekse özel sektör ve kamu iş birlikleriyle sakız ağacı yetiştiriciliği ve reçine üretimi, sürdürülebilir bir gelecek için önemli bir sektör haline gelebilir. Bu alanda yapılacak yatırımlar, hem ekonomik getiri hem de çevresel faydalar açısından ülkemiz için büyük önem taşıyor. Sakız ağacının değeri, sadece ekonomik bir metrikten ibaret değil, aynı zamanda kültürel ve ekolojik bir mirasın parçası olarak da görülmelidir. Bu değerli bitkinin korunması ve yetiştirilmesi, gelecek nesillere aktarılacak önemli bir sorumluluktur.